Sayfa 3 / 5

tasarruşarının bireysel eşitliği bozucu etkilerini ortadan kaldıran kârpayı dağıtım modelinin oluşturulması, her üye birikiminin satın alabileceği konut üretim modelinin geliştirilmesi, ikitelli arsası üzerinde örnek konut projesi yapılmasına ilişkin hazırlanan rapor toplantı öncesinde tüm Genel Kurul üyelerine gönderilmiş olup, rapor hakkında yapılacak eleştirilere yeterli zamanın ayrılabilmesini temin amacıyla, anılan raporların okunmamasını,
Arz ve teklif ederiz.
Önerge Sahipleri
BAşKAN- Önerge doğrultusunda, raporun okunmamasını oylarınıza sunuyorum: Kabul eden arkadaşlarımız... Etmeyenler... Oybirliğiyle raporların okunmaması kararlaştırılmıştır. şimdi, konu üzerinde görüşme açıyoruz.
Konuşmak isteyen üyeler var mı?
Albay Basri ARSLAN söz istemişlerdir.
Buyurun.
HV.PER.KUR.ALB. BASRi ARSLAN- Sayın Başkan, Sayın Komutanım, Genel Kurulun Değerli Üyeleri;
2001 yılı 41. Olağan Genel Kurulunda verilen 5 No’lu Karar gereğince Kurum tarafından hazırlanan "OYAK tarafından borç verme ve konut kredisi hizmetlerinden yararlanan üyelerin bu tasarruşarının bireysel eşitliği bo zucu etkilerini ortadan kaldıran kârpayı dağıtım modelinin oluşturulması", "her üye birikiminin satın alabileceği konut üretim modelinin geliştirilmesi", "ikitelli arsası üzerinde örnek konut projesi yapılması"na ilişkin inceleme Raporları Genel Kurulun ön çalışmalarına katılan üyeleri tarafından değerlendirilmiştir.
şimdi, sırasıyla, bu raporlar hakkındaki görüşlerimizi arz
edeceğim.
Sosyal hizmetlerden yararlanan üyelerin bu tasarruşarının bireysel eşitliği bozucu etkilerini ortadan kaldıran kârpayı dağıtım modelinin oluşturulması konusunda Kurumca hazırlanan rapor incelendiğinde;
Raporun "Sonuç" bölümünde, borç verme hizmetinin Kurum dışı kaynaklara kaydırılmasının, uygulanan faiz oranlarının piyasa koşullarında oluşmasının bireysel eşitsizliği en alt düzeye indirdiği belirtilmiş ve bu uygulamaya devam edilmesi önerilmiştir. Bu değerlendirmeye iştirak edilmektedir.
Ancak, borç verme hizmetinde bireysel eşitliği bozduğunu değerlendirdiğimiz bir uygulama vardır ki, o da, bu hizmetten sürekli yararlanmayı itiyat haline getirmiş üyelerin sebep olduğu nakit çıkışlarıdır.
ilk bakışta, sürekli olarak borç verme hizmetinden yararlanmanın bireysel eşitlik yönünden bir mahzuru yokmuş gibi görünmesine rağmen, bu konuda yapılan inceleme sonucunda elde edilen rakamların gözardı edilemeyecek büyüklükte olduğu tespit edilmiştir.
şöyle ki: 34 yıl hizmeti olan ve yasal süreler dışında, hiç ara vermeden bu hizmetten yararlanarak tam 50 kez borç para çeken bir üyenin Kurum kaynağına maliyeti, bugünün geri dönüş rakamları da dikkate alındığında, 80 milyar Türk Lirası civarındadır. Bu miktar, bugünkü konut kredisi miktarının 6 katı kadardır. Konut kredisinin bir kez kullanılabildiği dikkate alındığında, bireysel eşitliği bozucu şekilde Kurum kaynaklarının kullanıldığı ortaya çıkmaktadır. Kurum kaynaklarının, borç verme gibi tabana yayılan tek hizmetinin yoğun olarak aynı kişiler tarafından kullanılmasını engelleyecek bir düzenlemenin yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Bu doğrultuda yapılacak çalışmada, borç verme hizmetine geçmiş yıllarda ayrılan fon miktarları dikkate alınarak, bu fonun belirli bir miktarda sabitlenmesi ve kullanımı alışkanlık haline getirenlerin engellenmesi, kullanmayanlara ise öncelik verilmesi hususları dikkate alınmalıdır.
Bu tür bir uygulamada maksat, Kurum’dan borç çekme hizmetinin engellenmesi değil, aksine, bireysel eşitliği sağlayıcı bir şekilde kullanımın sağlanmasıdır.
Bu konuda, Yönetim tarafından bir çalışma yapılarak, 43. Genel Kurula sunulması uygun olacaktır.
Her üyenin birikiminin satın alabileceği konut modelinin geliştirilmesi konusunda hazırlanan rapor incelendiğinde;
Raporun "Sonuç" bölümünde, üyenin konut sahibi olabilmesi için, öncelikle emeklilik yardımının artırılması; aktif üyelik sürecinde konut sahibi olunabilmesi için de, üyenin Konut Ön Biriktirim Fonuna üye olması, Kurum’un da önceden konut tahsisi uygulamasını hayata geçirmesiyle sağlanabileceği ifade edilmektedir.
Konut sorununun, 40 yıldır, Kurum üyelerinin ve Genel Kurulların ağırlıklı gündem maddesi olduğu hepimizin malumlarıdır.
Ayrıca, OYAK üyelerinin de, çağdaş, sahip olunabilir ve şyatı ödenebilir bir konuta sahip olmak özlemidir. Bu özlemi gidermek, Kurum Yönetiminin en önemli hedeş olmalıdır.
Yönetimin son dönemde bu konuda yapmış olduğu girişimler, uygun arazi arayışları, örnek konut inşası, üyelerin ödeme planını rahatlatacak şnansal dışkaynak arayışları takdir edilecek düzeydedir; ancak, bu girişimlerin somutlaşması ve üyelerin gelecekte konut edinmelerine ışık tutacak bir takvimin ortaya konmasının da gerekli olduğu düşünülmektedir.
Kurum’un yeni konut politikasıyla, müstakil tip, standart bir konutun, uzun vadede büyük değişiklik göstermeyecek tahminî şyatının belirlenmesi ve bu şyatın, yine uzun vade için ödeme planının çıkarılarak üyeye sunulması halinde, üyeye, bu standart konuta sahip olma konusunda bir vizyon verilmiş olacaktır. Uzun vadeli konut projeleri için böyle bir vizyonun verilmesinin gerekli olduğu değerlendirilmektedir.
Bu nedenle, Kurum Yönetimi tarafından, standart tip konutla birlikte değişik tipteki konut maliyetlerinin ve uzun vadeli ödeme planı çalışmalarının yapılarak en kısa sürede üyelere duyurulması sağlanmalıdır.
Ülkemizin halen yaşamakta olduğu ağır ekonomik koşullarda ve mevcut maaş politikasıyla, ortalama bir üyenin, Kurum’un yaptığı emeklilik yardımıyla, uygun nitelikte bir ev sahibi olması mümkün görülmemektedir. Mevcut konut politikasının, Eryaman konutlarının öneri aşamasında işas ettiği, hak sahiplerinin tamamına veya çoğunluğuna hitap etmediği, hak edenler için de, konut yapılan yerlerde bireysel eşitliği bozucu rant sağladığı, geçen yılki Genel Kurul Toplantısında belirtilmişti.
Bunun yerine, Kurum Yönetimi tarafından seçilen haşf karkas sistemli inşaat teknolojisiyle, örneği Zirvekent arazisinde inşa edilen ve daha da geliştirilecek olan müstakil evlerin, uydukent projeleri ve uzun vadede ödeme imkânlarıyla üyeye sunulması isabetli olacaktır.
Kurum Yönetiminin bu konuda yaptığı çalışmalar memnuniyetle izlenmektedir;