
Terör örgütleriyle iş birliği içinde olan, OYAK çalışanları hakkında suç duyurusunda bulundunuz mu?
Yıllarca terörle mücadele ederek, gecemizi gündüzümüze katarak, emekliliğimizde biraz olsun rahat yaşamak için her ay OYAK havuzuna koyduğumuz aidatlarımız, terör örgütlerinin hesabına aktarılmış.
Bizim aidatlarımızla dinleme aletleri alınmış, casusluk yapmışlar. OYAK kurumumuzun adını kanlı Danıştay katliamına karıştırmışlar. Birikimlerimizi emanet ettiğimiz OYAK çalışanlarının evlerinde Kanlı Danıştay katliamı ‘’Delil karartma araması’’ yapılmış.
OYAK-ERMİR’den FETÖ terör örgütüne 122 Milyon Dolar bizim birikimlerimizden HİMMETLER gitmş.
OYAK-ERDEMİR’de FETÖ terör örgütüne verilen ihalelerle İHYA etmişler.
OYAK-TUKAŞ’ta tezgah üstüne tezgah kurulmuş.
OYAK-OMSAN’da vurgun üzerine vurgun yapılmış.
OYAK-ÇİMENTO’da suç işlemek için örgüt kurmuşlar, Rekabet Kurumu kanunlarına aykırı davranıp 61 Milyon ceza yazdırıyorlar, bu örgütün işediği yasa dışı suçların bedeli olan 61 Milyon cezayı bizim cebemizden ödüyorlar.
25 milyon dolar edecek TOTAL şirketine 450 Milyon dolar ödeyerek, hem tüpçüyü kurtarıyorlar hemde bizim birikimlerimizi bilerek, kasıtlı ve planlayarak zarar ettiriyorlar.
Deniz kuvvetleri komutanı çıkıyor ortaya ‘’ sen benim adıma ordasın onayla TOTAL satışını’’ diye cihat yaycı paşaya emir veriyor ve bu generaller 300 bin TSK rütbeli personelin geleceğine ipotek koyuyorlar.
OYAK’ta bu düzen böyle gitmez, OYAK kurumunda general sultası derhal son bulmalı, eşit paylaşım ve yönetimde eşit temsil bir an önce hayata geçirilmelidir.
OYAK kurumuna KAYYUM atanıp, 2000-2024 yılları arasında yapılan tüm yolsuzluk-soygun-vurgun işleri raporlaştırılıp, sorumlular bir bir yargılanıp, arkasından VARLIK FONUNA devredilmesi mutlaka olacaktır.
Şuan ki OYAK yönetiminde çalışanlar, coşkun Ulusoy ve avanesinin bulaştığı tüm yasa dışı işler hakkında savcılığa suç duyurusu bulanmadığınız için, sorumluları yargı önüne çıkarmadığınız için, bu suçlardan da birinci derece müdür Süleyman erdem, Mehmet taş ve güliz kaya siz sorumlusunuz.
OYAK'TAN KOZA'YA GİDEN 122 MİLYONA İNCELEME
Hala akıbeti belli olmayan, kimin emir verip, kimin emri yerine getirdiği hala sır olan bu 122 milyon gerçeği mutlaka ortaya çıkacak.
Koza İpek Eğitim Sağlık Hizmet Vakfı'nın hesabına OYAK grubundan gönderilen ancak "yanlışlıkla oldu" diye açıklanan 122 milyon TL'yi şirket yetkililerinin bilinçli ve planlı bir şekilde yatırdığı belirtildi. İpek'in parayı FETÖ'ye aktardığı iddia edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nü (FETÖ) finanse etmekle suçlanan firari Akın İpek'e ait Koza - İpek Holding'in hesap hareketlerini inceleyen MASAK uzmanları önemli bir tespite ulaştı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nin düzenlediği operasyonda örgüt yöneticisi olmakla suçlanan ve hakkında "yokluğunda tutuklama" kararı verilen İpek'in şirketlerine ait hesap hareketlerini inceleyen uzmanlar 2011'de gerçekleşen 122 milyonluk şüpheli transfere de dikkat çekti.
İpek'in yurt dışına kaçmasına yol açan soruşturmanın MASAK raporundaki o ayrıntılar şöyle anlatıldı: "T.C. Merkez Bankası tarafından yürütülen EFT sisteminde, alıcının IBAN numarası veya T.C. Kimlik Numarası ve banka bilgileri eksiksiz girildiğinden EFT sisteminde bir hatanın yaşanması imkansız.
Bahse konu 122 milyonluk paranın OYAK grubu şirketlerinden Ereğli Demir Çelik Fabrikaları A.Ş. tarafından 2011'in ağustos ve eylül aylarında Koza - İpek Eğitim Sağlık Hizmet Vakfı'nın banka hesaplarına belirtilen her iki şirketin görevlilerinin aracılığı ile bilinçli ve planlı bir şekilde yatırıldı. Belirtilen paranın aslında İskenderun Demir Çelik A.Ş.'ye gönderildiği iddiası ise gerçeği yansıtmıyor. Örgüt yöneticisi Hamdi Akın İpek isimli şahsın aracılığı ile 122 milyon liralık paranın liderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı FETÖ'ye aktarılmasının sağlandığı değerlendiriliyor."
TARİHLER ÖRTÜŞÜYOR
Ergenekon kapsamındaki Danıştay saldırısı üzerinden OYAK'a soruşturmaya zemin hazırlanan tarihlerde gerçekleşen bu para transferi akıllara yeni sorular getirdi. Danıştay binasına yönelik saldırılarla ilgili 2010'da TÜBİTAK bir rapor hazırlamış, OYAK Güvenlik'le ilgili Paralelci savcı Muammer Akkaş'ın talimatıyla operasyon başlatılmıştı.
İstanbul ve Ankara'da düzenlenen operasyonlarda OYAK Güvenlik'in o dönemki Genel Müdürü Orhan Çoban'ın da aralarında bulunduğu 10 şüpheli Danıştay saldırısına iştirak etmekle suçlanarak haklarında iddianame hazırlanmıştı.
6 kişinin tutuklandığı soruşturmayla OYAK'ın hedef alındığı tarihlerle 122 milyonluk para transferinin de örtüşmesi dikkat çekti.
Kaynak: https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/09/04/oyaktan-kozaya-giden-122-milyona-inceleme
'' BENDEN İYİ MİT MÜSTEŞARI OLUR MU''
Ulusoy'un kırmızı beyaz tişörtü ne oldu?
Aydın Ayaydın, kırmızı-beyaz tişört giyerek Tüpraş'ın yabancıya satılmasını protesto eden Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'a soruyor: 'Tüpraş satılmasın' diyen Ulusoy'un kırmızı beyaz tişörtü ne oldu?
Prof. Dr. Aydın Ayaydın'ın yazısı:
'Tüpraş satılmasın' diyen Ulusoy'un kırmızı beyaz tişörtü ne oldu?
Oyakbank 2.673 milyon dolara Hollanda ING'ye satıldı. Gerekli yasal izinler alındıktan sonra ordu mensuplarının bankası olan Oyakbank da yabancı kervanına katılacak. Oyakbank iyi fiyata sayıldı. Başta Oyak camiası olmak üzere ülkemize hayırlı ve uğurlu olsun.
Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'u Tüpraş'ın özelleştirilmesi öncesindeki Oyak mensuplarını kendisi ile birlikte Türk bayrağını simgeleyen kırmızı beyaz tişörtlerle yabancıya satılmasını adeta protesto eden görüntülerle hatırlıyorum.
Ulusoy o gün için özelleştirilen KİT'lerin yabancılara satışını asla benimsemiyordu ve yabancıya hayır diyordu. Aynı Ulusoy bugün ordu mensuplarının yararlanabileceği tek kurum olan Oyakbank'ı ne hikmetse yabancılara sattı. Ulusoy'un ya geçmişteki uygulaması, ya da bugünkü Oyakbank satışı hatalı. Bence bir basın toplantısı ile geçmişte giydiği kırmızı beyaz tişörtü için Oyak mensuplarından ve kamuoyundan özür dilemeli ve açık yüreklilikle geçmişte bir siyasi liderin dediği gibi 'dün dündür, bugün bugündür' sözcüğünü kullanmalıdır. Bir insan ancak bu kadar değişebilir. Bugüne kadar subay ve astsubaylarımız bu banka ile çalışır, hatta er ve erbaşlarımızın hesapları da bu bankada işlem görürdu. Ordu mensuplarının bulunduğu her noktada Oyakbank'ın şubesi ve ATM cihazları vardır. Subay ve assubaylarımız bu bankaya girdiklerinde evlerine gitmiş gibi mutlu olurlar. Konut mu alacak Oyakbank'a koşar, araba mı alacak Oyakbank. İhtiyaç kredisine mi ihtiyaç var Oyakbank'a koşar.
Oyak Genel Müdürü dün yaptığı basın toplantısında Oyakbank ordunun değil ve ordu ticaret yapmaz diyor. Ordu mensuplarının iştirakidir diyor. Ordu kimden müteşekkildir? Elbette ordu mensuplarından. Ulusoy bal gibi kelime oyunu yaparak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Coşkun Ulusoy Oyak Genel Müdürlüğü'ne geldiği günden bu yana ki uygulamaları Oyak mensuplarının kendi iştiraklerinden uzaklaşmasını getirmiştir. Toplantıda diyor ki, bu para ile 3 alanda yatırım yapacağız. Bunlardan biri enerji, diğerlerini de şimdilik söyleyemem.
Enerjide de ne yapacağını söylemiyor. Oysa Oyak mensupları bu güzel iştiraklerinin hangi amaç doğrultusunda satıldığını ve hangi sektörlerde ne gibi faaliyette bulunacağını bilmesi hakkıdır. Açıkça desene "Ben Erdemir'e hesapsız girerek çok borçlandım. Geri dönemiyorum. Erdemir finansmanını kredi ile sağladım. Hisseler rehinde. Oyakbank'tan gelecek paranın önemli bölümünü Bu borçların ödenmesinde kullanacağım" O zaman Oyak mensupları belki anlayış gösterir.
Oyak ve iştirakleri Coşkun Ulusoy'un değil, kurum olarak övündüğümüz ve bağrımızdan çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının öz ve öz malıdır. Coşkun Ulusoy Oyak'ta bugün var, yarın yok. Ancak TSK mensupları olan Oyak üyeleri her zaman olacaktır.
Geçenlerde TSK'nın emekli bir üst düzey mensubu Coşkun Ulusoy ile ilgili bir anısını anlatmış ben de hayretler içinde kalmıştım . Emekli general, "Biz görevdeyken yanımızdan ayrılmazdı. Hergün gelir kendisinden nasıl iyi bir MİT Müsteşarı olunur diye dil dökerdi. Bizde münasip bir lisanla kardeşim senin MİT ile ne ilgin var. Bizden bir görev istiyorsan sana verelim, ancak şu MİT işini bir kenara bırak" derdik. Kapımızı aşındırdı, önerdik. Oyak Genel Müdürü oldu. Ulusoy Genel Müdür olduktan sonra da ilk önce bize karşı cephe aldı. Bakıyorum Oyak'a ait tüm iştirakleri satıyor. Adeta ordu mensuplarından intikam alıyor. Oysa ordu mensupları ona bu koltuğu verdi. Bugünkü yöneticilerimiz sanmasın Ulusoy onların yanında. Onlar da yarın öbür gün emekli olduktan sonra Ulusoy onları da tanımayacak.
Tüpraş ihalesinde yabancı satışına karşı Türk bayrağının renklerini simgeleyen kırmızı-beyaz renkli tişörtle ortaya çıkan Coşkun Ulusoy, Oyakbank'ı yabancılara sattıktan sonra bakalım hangi renk tişörtle kamuoyunun önüne çıkacak, merak ediyorum.
Kaynak: Yayın tarihi: 21 Haziran 2007, Perşembe
Kaynak: http://www.sabah.com.tr/2007/06/21//haber,2BB1A07F89664AF2914711B0892A05BE.html
OYAKGATE: KOÇ, DOĞUŞ, SABANCI NASIL DİNLENDİ?
Cumhuriyet Savcılığı, kanlı Danıştay cinayetinde OYAK Güvenlik'in kamera kayıtlarını sildiği iddiaları üzerine yürüttüğü soruşturmada şok bir bilgiye ulaştı.
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı, kanlı Danıştay cinayetinde OYAK Güvenlik'in kamera kayıtlarını sildiği iddiaları üzerine yürüttüğü soruşturmada şok bir bilgiye ulaştı.
Eski bir OYAK çalışanın itirafları ve ele geçirilen belgeler, OYAK'ta telekulak üssü kurulduğunu ortaya çıkardı. OYAK Güvenlik içinde kurulan telekulak biriminin Koç, Sabancı, Doğuş Holding gibi büyük şirketler ile aralarında İş Bankası'nın da bulunduğu bankaların yöneticilerini dinlediği tespit edildi. Birimi kuran dönemin OYAK Güvenlik Genel Müdürü Orhan Çoban ve beş şüpheli hakkında yeni bir soruşturma başlatıldı.
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, OYAK Güvenlik Müdürü Orhan Çoban'ın da aralarında bulunduğu dokuz kişinin tutuklandığı 'Danıştay cinayetinde delil karartma' soruşturmasını derinleştiren İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı, kurumda yasadışı dinleme yapıldığını tespit etti. Savcılık, soruşturmada ifade veren eski bir OYAK çalışanın itirafları ve ele geçirilen delillerle altı şüpheli hakkında yeni soruşturma başlattı.
'DANIŞTAY'DAN TELEKULAK ÇIKTI
TÜBİTAK 2010 yılında Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği raporda Danıştay saldırısını kaydeden OYAK Güvenlik'e ait kameraların karartıldığını ve görüntülerin silindiğini bildirmişti. Bu rapor üzerine, Ergenekon'la birleştirilen Danıştay saldırısıyla ilgili ayrı bir soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, OYAK Güvenlik Şirketi'nin İstanbul ve Ankara şubelerinde arama yapmış ve gözaltına alınan şüphelilerden dokuzunu tutuklatmıştı. Savcılığın soruşturmayı derinleştirmesi üzerine, Danıştay saldırısında delilleri karartmakla suçlanan şüphelilerin yasadışı dinleme faaliyetleri de deşifre oldu.
DOSYAYA ANKARA BAKIYOR
Savcılık, büyük holding ve bankaların yöneticilerini dinleyerek 'sanayi casusluğu' yaptığı tespit edilen OYAK Güvenlik çalışanları hakkında yeni bir soruşturma başlattı. Ancak olay yeri Ankara olduğu için görevsizlik kararı vererek dosyayı Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne gönderdi. Ankara'da yürütülen soruşturmada ise OYAK Güvenlik'te Genel Müdür Orhan Çoban şirket bünyesinde telekulak birimi kurarak 'sanayi casusluğu' ve yasadışı dinleme faaliyeti yürüttüğü belirlendi.
HOLDİNGLERE OYAK KISKACI
Şüpheliler Çoban ve beş OYAK çalışanıyla ilgili soruşturma dosyasına giren belgelere göre, OYAK Güvenlik'in yıllarca dev şirketleri ve bankaları yasadışı yollarla dinlediği tespit edildi. Bu şirketlerin başında Koç Holding, Sabancı Holding ve Doğuş Holding'in (Ayhan Şahenk) geldiği belirlendi. OYAK Güvenlik Şirketi bünyesinde kurulan telekulak biriminin büyük holdinglerin yanısıra Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası'nın aralarında bulunduğu birçok banka yöneticisi ile bazı holding patronlarını dinlediği belirlendi. Borsacıları da dinleyen 'telekulak' biriminin elde ettiği ticari sırların, ekonomik çıkar sağlamak için kullanıldığı tespit edildi. OYAK içindeki yapılanmanın bu yöntemle milyarlarca dolarlık ekonomik kazanç sağladığı iddia edildi.
KİŞİSEL BİLGİLERLE ŞANTAJ
Soruşturmada, Danıştay'da karartma soruşturmasında tutuklanan emekli Kurmay Albay Orhan Çoban'ın kurduğu dinleme ve izleme biriminin Türkiye'deki büyük şirket, banka ve yöneticilerin kişisel hayatına yönelik bilgi ve belge de topladıkları belirlendi. Holding ve şirketlerin yöneticilerini yıllarca yasadışı yollardan izleyip dinleyen Çoban ve ekibinin, elde ettiği bilgileri şantaj amaçlı kullandığı da belirlendi.
Orhan albay aradı kameralar çalışıyor
Eski Oyak Güvenlik Sistemleri Genel Müdürü Orhan Çoban'ın Silivri Cezaevi'nde hayatını kaybeden Ergenekon davası sanığı eski MİT'çi Kaşif Kozinoğlu ile ilişkisini ilk gündeme getiren isim eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür oldu. Danıştay saldırısında kameraların bozuk veya bakımda olduğunu gazetelerden okuduğunu belirten Eymür, "Oradaki güvenlik şirketinin başında, benim yanımda 1990'lı yıllarda çalışmış olan Orhan Çoban isimli emekli albay var. Kaşif Binbaşı (Kozinoğlu) ile bize gelen grubun en kıdemlisiydi" dedi.
Eymür, kendisine ait internet sitesinde de Orhan Çoban ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Yeşil'in bahsettiği Kemal Yılmaz paşa, o tarihlerde MİT'teki Yavuz Ataç, Orhan Çoban, Kaşif Kozinoğlu gibi 'Özel Kuvvetler Komutanlığı (Özel Harp)' kökenli emekli subaylarla yakın ilişki içindeydi. Bu kişiler MİT müsteşarı olacağına muhakkak gözüyle baktıkları Kemal Yılmaz'a devamlı bilgi taşıyorlardı. MİT'teki asker kökenliler Kemal Yılmaz'ın başlarına geleceğine o kadar kesin bakıyorlardı ki, nakledilenlere göre Yavuz Ataç ve Orhan Çoban, yeni yapılanma ile ilgili listeleri tanzim ederken makam kavgasına girmişler, aralarında sert tartışmalar çıkmıştı."
Danıştay saldırısında güvenlik kameralarının karartıldığı iddialarıyla ilgili soruşturmada göz altına alınan Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un ajandasında, Çoban'la ilgili önemli bir not bulundu.
DEVLETİ KORUMAK AYIP DEĞİL
Ulusoy'un ajandasına, 17 Mayıs 2006 tarihinde üye Mustafa Yücel Özbilgin'in ölümü, iki üyenin de yaralanmasıyla sonuçlanan Danıştay saldırısından iki gün önce 'Danıştay video sistemleri çalışıyor. Orhan albay aradı' ifadelerini not ettiğini tespit edildi. Coşkun Ulusoy'un, Danıştay saldırısında kameraların karartıldığı iddialarında adının geçmesinden şikayetçi olan MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'na, "Devleti korumak ayıp değil" dediği dinlemeye takılmıştı.
Kozinoğlu ile konuşmasında Ulusoy, kameraların karartılması ile ilgili olarak çıkan haberler için 'Bazı yazı çiziler çıkıyor onlara da moralinizi bozmayın" diyor. Kozinoğlu'nun, "Bugün çıktı mı efendim?" diye sorması üzerine Ulusoy, "Hayır yani. Orhan'la ilgili falan çıkarken hani araya sokuyorlar" cevabını veriyor. Kozinoğlu da "Her zaman yapıyorlar efendim" diyor. Ulusoy ise "Ya s.. et. Boş ver. İt ürür kervan yürür. Devleti korumak ayıp değil günah değil" karşılığını veriyor.
Dinleme cihazları CIA bağlantılı şirketten alındı
Sanayi casusluğu soruşturmasında, OYAK'taki telekulak birimini 2000 yılında 'Danıştay'ta delilleri karartma soruşturması'nda tutuklanan Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan emekli Kurmay Albay Orhan Çoban'ın kurduğu tespit edildi. Telekulak birimi için, 2000 yılının hemen başında cep telefonu dinleme-izleme ve elektronik yazışmaların takibi için cihaz satın almak amacıyla ABD'de bir dizi temaslarda bulunduğu bilgisi de yer alıyor. Bu kapsamda Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) ile çalışan bazı teknoloji şirketleriyle Virginia'da görüşmeler yapıldığı, hemen ardından cihazlar satın alınarak Türkiye'ye getirildiği belirlendi. 2000-2003 arasında OYAK Güvenlik'in milyonlarca dolarlık dinleme ve izleme cihazı satın aldığı belirtildi.
Kaynak: https://www.patronlardunyasi.com/oyakgate-koc-dogus-sabanci-nasil-dinlendi 15.05.2012