Tweet

çizginin devamı olarak ifade etmek istiyorum- yine bizim Adana Çimento Fabrikamızın yarısına sahip olduğu Adana Torba Fabrikamız vardı ve çimento fabrikamızın arazisi üzerinde faaliyet gösteren bir şirketti, yarısı bir başka kuruluşa aitti;

fakat, o kuruluşla ve Dünya Bankasının yan kuruluşu olan IFC ile yaptığımız görüşmeler sonucunda, üç gün evvel de o şirketin tüm hisselerini almış bulunuyoruz. Böylelikle, çimento konusundaki çalışmalarımız daha bir bütünlük içinde sürecek.

Bütün bu çalışmaların yanında, ayrıca, bankamızı daha iyi bir alanda, daha itibarlı, daha teknolojik açıdan gelişmiş bir konumda sürdürebilmek için bir bina satın aldık. Bu binaya, cari şyatlarla bakıldığında, çok ehven bir şyat ödediğimizi düşünüyoruz; fakat, o sırada üyelerimizden gelen çeşitli mektuplardan şöyle bir tereddütle de karşılaştığımızı belirtmek istiyorum: "Bu binayı alarak bizim nemalarımızı azaltıyorsunuz" diye görüş bildiren üyelerimiz vardı.

Burada da kendilerine şunu söylemek istiyorum ki, bu yatırımın yapılmış olması, gayrimenkulün alınmış olması, nemalarımızda herhangi bir azalmaya neden olmamaktadır. Nemalarımız, yaptığımız faaliyetler çerçevesinde oluşmaktadır, elimize geçen kazançları çeşitli alanlara yatırdığımız gibi, bir kısmını nakit olarak tuttuğumuz gibi, diğer bir kısmını da gayrimenkullere yatırıyoruz. Dolayısıyla, bu çeşit yatırımlarımız, bina veya diğer alanlardaki yatırımlarımız, herhangi bir şekilde nemaların azalmasına yol açmamaktadırlar. Sadece, elde edilen kazancın, bir başka alana, bir hüviyet değiştirerek, değişik bir biçime dönüşmesi olarak mütalaa edilebilir. Ayrıca, bu tip yatırımlarımız, zaman içinde, yeniden değerlendirmeyle, elimizdeki değerlere değer de katmaya devam etmektedir.

Bütün bunların yanında başka ne yaptık diye düşünüyorum. Öncelikle yapmamız gerektiğine inandığım konulardan bir tanesi, kendi üyelerimize OYAK’ı daha iyi tanıtmaktı. Geçen sene içinde, bu krizin ortamı içinde odaklanmış olduğumuz banka çalışmaları içinde, belki, kendi camiamıza, kendi üyelerimize OYAK’ı arzu ettiğimiz seviyede tanıtamadık. Ben, bir asker çocuğu olarak, yıllardır bu camianın içinde bulunan bir kişi olarak biliyorum ki, OYAK’a yönelik, yıllardır süregelen çeşitli tenkitler olmaktadır. Bu tenkitleri karşılamanın yolu; bir, yapılan tenkitlerden doğru olanları yönünde gerekli tedbirleri almak, gerekli adımları atmak, gerekli çalışmaları yapmaktır; diğer bir yöntem ise, doğru yapılanları da doğru anlatmaktır.

Biz, bu çerçeve içinde, OYAK’ı, yalnız camiamıza değil, tüm Türkiye’ye ve dünyaya anlatmak yönünde ciddî adımlar atmamız gerektiğine kanaat getirdik. Yalnız üyelerimize anlatmak yetmeyecek. Hatta, üyelerimize kendimizi daha iyi anlatmanın ve tanıtmanın bir parçası, dünyaya ve Türkiye’ye kendimizi daha iyi tanıtmaktır diye düşündük; çünkü, göreve geldiğimiz zaman ayrıca gördük ki, yurt dışından da OYAK’a çeşitli tenkitler yürütülmektedir. Bu yönde çeşitli büyükelçilikler bizlere sorular yöneltmekteydiler. Aynı büyükelçilikler ve bize bu tenkitle yaklaşan büyükelçilikler, bugün, bizim en büyük destekçilerimiz, bize dış pazarlardan müşteri bulmak ve bizi onlarla birleştirmek için en çok çaba harcayan büyükelçilikler haline geldiler; ama, kendimizi, öncelikle, tabiî, dünyaya tanıtmamız gerekiyordu; çünkü, biz, Türkiye’nin önde gelen kurumlarından biriyiz ve iddiamız, Türkiye’nin en önde gelen kurumu olmaktır ve bu yıl aldığımız neticelerle de, görüyorum ki, o yönde çok büyük adımlar attık ve bu yıl da, tabiî, Türkiye’nin bütün kurumları içinde, bütün holdingleri içinde 1 numaraya yükseldik.

Dolayısıyla, OYAK’ı yeniden tanıtma programı içinde, önce dünyaya gerekli tanıtımlarımızı yaptık ve ayrıca, OYAK’a çeşitli tenkitler yürüten, "ordunun ticarethanesi olur mu" diyen bu kişilere gösterdik ki; bir, biz bir ek güvenlik kuruluşuyuz, Avrupa Ekonomik Topluluğunun, Avrupa Topluluğunun da bu yönde uygulamaları vardır, bu konuda bir şey söyleyemezler. Bir kere, onlara bunu gösterdik. iki, dünyada, Avustralya’da, Amerika’da benzer uygulamaların olduğunu bulduk, önlerine bunu koyduk.

Bu arada yaptığımız en önemli uygulamalardan biri, OYAK’ı bir ek sosyal güvenlik kuruluşu olarak lanse etmek, kamuoyunda olayı bu şekilde koymak; yani, bizim, ana ruhu itibariyle, bir Emekli Sandığından, Sosyal Sigortalardan, BağKur’dan farklı olmadığımızı belirtmekti. Onların tabi olduğu ana prensiplere, ana ruha bağlı olduğumuzu, bir kere, oraya anlatmak istedik.

Ayrıca, OYAK bir emeklilik fonudur. Dünyada bunun çok çeşitli örnekleri vardır. Türkiye’de, yeni gelen mevzuatla da, zaten, bu da ortaya konulmuştur. Dolayısıyla, OYAK bir ek sosyal güvenlik kurumudur, bir emeklilik fonudur, bir yatırım fonudur. Öncelikle dünyaya bunu anlattık.

Ayrıca, aynı olayları Türkiye’ye anlatmamız gerekiyordu. ilk defa olarak, bütün işletmelerimizin genel müdürlerini toplayıp bir çalışma yaptık, onlara ne yaptığımızı, ne yapacağımızı anlattık, aralarındaki koordinasyonu artırmak için gerekli işaretleri verdik. Bu arada da, Türkiye’de kamuoyuna kendimizi daha iyi tanıtabilmek için bir basın toplantısı yaptık. Bu basın toplantısındaki hedeşmiz, gündeme getirdiğimiz şeffaşık yaklaşımı içinde, ilk defa hazırladığımız ve içinde her türlü bilgi olan Faaliyet Raporunu kamuoyuna açıklamaktı. Bu çalışmayı da yürüttük.

Bu her iki çalışmayı da, esasta, kendimizi kendi camiamıza daha iyi tanıtmanın ana adımları olarak yaptık. inanıyoruz ki, artık, OYAK’a, yeni ortaya koyduğu bakış açısı, yeni konuşlandırması, yeni grup kimliği içinde daha değişik gözle bakılıyor. inanıyoruz ki, OYAK’a yönelik olarak birtakım negatif intibaları değiştirdik. Bugün, OYAK, Türkiye’de en çok konuşulan kurumlardan biri olmuş durumda. Biz, ismimizi, imajımızı yeni bir boyuta taşıma çabasındayız; hem dediğim gibi, hem yurt içinde hem yurt dışında.

Yine şeffaşık konusunda da aynı yaklaşımı sürdürüyoruz; hem kendi Kurumumuz içinde hem Türkiye’ye yönelik olarak. Bu yaptığımız toplantıda dağıttığımız Faaliyet Raporu çalışmamız sürecek. Bu sene de, kamuoyuna, bu faaliyetlerimizi tanıtacağız. Zaten, biraz evvel Selçuk Paşa’mın yaptığı konuşmayı da basına verdik. Basın da görsün ki, burası bir ek sosyal güvenlik kuruluşudur, kanunla kurulmuş bir kuruluştur, kamuoyuna açıktır, bilgi vermektedir ve serbest piyasanın ticaret ortamının kurallarına göre davranmaktadır, aynı çizgide ilerlemektedir.

Bugün yine görüyoruz ki, kârlılıkta birinciyiz. Eğer, bugün Kurumumuzu bir holding olarak mütalaa edersek; yani, finansal yatırımlar yapan, iştirak yatırımları yapan ve bunlardan nema elde ederek ilgililerine dağıtan bir kurum olarak mütalaa edersek, karşılaştırmalar yaparsak, görüyoruz ki, diğer holdinglerin kârları ile bizim kârlarımız arasında çok büyük farklılıklar vardır. Ayrıca, şu anda yürüttüğümüz çalışBiRiNCi OTURUM

malar ile birtakım rakamlar açıklamış holdinglerimizle kendimizi kıyaslıyoruz. inanıyorum ki, büyüklükte de onların gerisinde kalmayacağız, muhtemelen önlerine geçeceğiz.

Bizim, bütün bunları yaparken tabiî bir tek çabamız var, üyelerimizin mutluluğu, onların bize verdiği hedeşere ulaşmak. Yatırımlar yapmak bizim ana gayemiz değil,